İbrahim Yazıcı, 28 Ocak 1948 tarihinde Bursa’da dünyaya geldi. Ayşen Yazıcı ile evli, Serkan ve Efsun isimlerinde iki çocuk babası İbrahim Yazıcı, Yazıcı Turizm Şirketler Grubu yönetim kurulu başkanıydı.
İbrahim Yazıcı’nın spor sevgisi Bursa’nın yeşilinde, Uludağ’ın beyazında başladı.
Gençlik yıllarında kış sporlarına olan ilgisi O’nu önce bir kayakçı, ardından kayak eğitmeni yaptı. 70’li yıllarda kayak eğitmenliği yapan Yazıcı’nın Bursaspor sevgisi ise 80’li yılların başlarında kıvılcımlandı.
İbrahim Yazıcı, 1985-86 sezonunda Bursaspor Yönetim Kurulu’nda yönetici olarak yer aldı. O yıl Bursaspor şimdiki adıyla Türkiye Kupası’nın sahibi oldu. Daha sonra 1988-1989 sezonunda ise İbrahim Yazıcı, Bursaspor Başkanlık koltuğuna oturdu. 3 sezon boyunca Bursaspor Başkanlığı yapan Yazıcı, ilk sezonunda Bursaspor B Takımı ile 2. lig (şimdiki adıyla 1. lig) şampiyonluğu yaşadı ancak aynı adı taşıyan iki takımın aynı ligde mücadele etmesinin yasak olması nedeniyle bu takım dağıtılmak zorunda kaldı. Yazıcı, elde ettiği sportif başarıların yanı sıra tesisleşme anlamında yaptığı hamlelerle Türk futbolunda ses getirdi.
Vakıfköy Tesisleri’nde yer alan antrenman sahalarının ışıklandırılmasından, tesislerdeki mimari düzenlemelere kadar birçok konuda yenilemeler yapan Yazıcı, 1989-1992 yılları arasında görevde kaldı. Tarihler 1992’yi gösterdiğinde bu kez sadece Bursa’ya değil, tüm Türkiye’ye hizmet etmek amacıyla siyasete atılan Yazıcı, ANAP’tan 20. Dönem Bursa ve DYP’den 21. Dönem Muğla Milletvekilliği yaptı. Zor günler geçiren takımımız, başkan adayı bulmakta zorlanan Bursaspor’un 15 Ekim 2007 tarihinde gerçekleşen Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı sonucunda İbrahim Yazıcı, oybirliğiyle başkanlığa seçildi.
Yazıcı’nın öncelikli hedefi mali tabloyu düzeltmek ve Bursaspor’a kalıcı gelirler kazandırmaktı. Başarının yolunun kalıcı gelirden geçtiğini her fırsatta ifade eden Yazıcı yönetiminde Bursaspor 2008-09 sezonunu 6. sırada tamamladı.
Tüzük gereği, 1,5 yıl sonra Bursaspor’u yeni bir seçim yarışı bekliyor olacaktı ve 9 Haziran 2009 tarihinde yapılan seçimin ardından İbrahim Yazıcı yeniden başkan seçilerek güven tazeledi ve ilk cümlesi “Bekle bizi Avrupa” oldu.
Ertesi sezon, Türk futbolunda bir Anadolu devrimi gerçekleştirmeye hazırlanan Bursaspor, teknik direktör Ertuğrul Sağlam yönetiminde başarılı sonuçlar almaya başladı. Ligin ilk yarısı tamamlandığında Bursaspor lider Fenerbahçe’nin 2 puan gerisinde, 3. sırada bulunuyordu ve öncelikli hedef ligi ilk 3 içerisinde bitirmekti. Yazıcı yönetiminin gerçekleştirdiği doğru planlamayla birlikte Bursaspor devre arasında kadrosunu korudu ve sezon sonunda topladığı 75 puanla Süper Lig Şampiyonu oldu. Bu önemli başarıyla birlikte tüm Türkiye’nin takdirini ve sevgisini kazanan Bursaspor artık Türkiye’nin ‘5. Büyük’ takımıydı. İbrahim Yazıcı ise artık, “Tarih Yazıcı” ydı. Bu başarıyla birlikte UEFA Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etme hakkı kazanan Yeşil-Beyazlılar, Manchester United, Valencia ve Glasgow Rangers’ı Bursa’da ağırlama hayalleri kurarken, Bursa Atatürk Stadyumu’nun UEFA kriterlerine uygun olmadığını öğrenildi ve bu haber hayal kırıklığıyla karşılandı. Hemen kolları sıvayan Yazıcı ve ekibi, Bursaspor’un Şampiyonlar Ligi maçlarını evinde oynamasının, Bursa’da Şampiyonlar Ligi Müziği’nin çalmasının ne kadar önemli olduğu bilinciyle, 2010 yazında Bursa Atatürk Stadyumu’nu yenileme kararı aldı ve stadyum UEFA kriterlerine uygun hale getirildi.
2010-2011 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi, Süper Lig ve Türkiye Kupası olmak üzere üç kulvarda mücadele eden son şampiyon Bursaspor, formasındaki Türk bayrağını Avrupa’da dalgalandırmanın gururuyla birlikte, ülke sınırları içerisindeki yükselen ivmesini devam ettirmeyi başardı. Bursaspor, Süper Lig’i 61 puanla 3. sırada bitirdi ve UEFA Avrupa Ligi’ne katılmaya hak kazandı. İbrahim Yazıcı, en az şampiyonluk kadar değerli olduğunu ifade ettiği bu 3.lük ile birlikte, bir yıl önceki şampiyonluğun tesadüf olmadığını gösterdi.
Sezonun bitimiyle birlikte 1 Haziran 2011 tarihinde Bursaspor’un yeni stadyumunun temeli atıldı. İbrahim Yazıcı, yeni stadyumun tüm gelirlerleriyle Bursaspor’a kazandırılması konusunda büyük uğraş verdi.
17 Haziran 2011 tarihinde Bursaspor üzerinde oyunlar oynanmaya başlandı. İbrahim Yazıcı,ikinci başkanı , yönetim kurulu üyelerinden bazıları kulüp genel müdürü ve muhasebe müdürü, BSTV Genel Müdürü Mehmet Gerçeksi, gözaltına alındı. Yazıcı ve arkadaşları 6 gün süren sürecin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Yazıcı’yı derinden üzen bu süreç, sağlık problemlerini de beraberinde getirmişti. Tansiyon ve şeker rahatsızlıkları sebebiyle gözaltı sürecini hastanede geçiren Yazıcı’nın ismi bu kez tarihe “Bursaspor’u şampiyon yaptığı için tutuklanan Başkan” olarak yazıldı.
2011-12 sezonunda UEFA Avrupa Ligi arenasında boy gösteren Bursaspor, 3. Ön eleme turunda Belarus ekibi Gomel’i saf dışı bıraksa da 2. Ön eleme turunda Anderlecht’e (1-2 / 2-2) elenerek Avrupa Ligi’ne veda etti. Yarışa Süper Lig ve Türkiye Kupası’nda devam eden Bursaspor, sezon sonunda, 20 yıl aradan sonra Türkiye Kupası finalisti oldu. Yine bir 16 Mayıs’ta (2012) oynanan maçta Fenerbahçe’ye 4-0 mağlup olan Bursaspor Türkiye Kupası’nı müzesine götürememiş olsa da, final oynama başarısı sayesinde yeniden Avrupa arenasına uzandı.
2011 senesinde tüm Türkiye’yi sarsan şike süreci başladı. Başta Fenerbahçe olmak üzere birçok takımın suçlandığı şike operasyonunda İbrahim Yazıcı, şike sürecindeki tutumuyla tüm Türkiye’ye örnek bir davranış sergiledi. 26 Ocak 2012 tarihinde düzenlenen TFF Genel Kurul toplantısında “haklarında şike ve teşvik primi iddiası bulunan kulüplere uygulanacak yaptırımların bir kereye mahsus değiştirilmesi” maddesini ve ayrıca bu ekiplere puan silme cezasının uygulanması gerektiğini içeren maddenin (58. madde) değiştirilmemesi konusunda gösterdiği direnç ve kararlılıkla “Dik Duruş”un simgesi oldu. Birçok takımın taraftarı “Dik Duruş İbrahim Yazıcı” pankartlarını tribünlerine asarak Yazıcı’ya karşı duydukları saygı ve takdiri dışa vurdu.
Türk futbolu bu gelişmelerle çalkalanırken yarışa Süper Lig ve Türkiye Kupası’nda devam eden Bursaspor, sezon sonunda, 20 yıl aradan sonra Türkiye Kupası finalisti oldu. Yine bir 16 Mayıs’ta (2012) oynanan maçta Fenerbahçe’ye 4-0 mağlup olan Bursaspor Türkiye Kupası’nı müzesine götürememiş olsa da, final oynama başarısı sayesinde yeniden Avrupa arenasına uzandı.
Türkiye Kupası finalinden günler sonra Bursaspor’u yine bir seçim yarışı bekliyordu. Yeniden başkanlığa adaylığını koyan Yazıcı, Haziran 2012’de gerçekleşen bu seçim sonucunda yeniden başkanlığa seçildi ve böylelikle Bursaspor tarihinin en uzun süre görev yapan başkanı olarak tarihe geçti.
2012-13 sezonuna girildiğinde Bursaspor UEFA Avrupa Ligi 3. Ön Eleme turunda eşleştiği Finlandiya’nın KuPS ekibini elerken, bir sonraki turda rakip Hollanda ekibi Twente oldu. Bursa’da Twente’yi 3-1’lik skorla geçen Yeşil-Beyazlılar Hollanda’da oynana rövanş maçında, normal süresi 3-1 biten mücadelenin 116. dakikasında yediği golle rakibine elenerek Avrupa’ya veda etti. Ligde üst sıraları zorlayan Bursaspor’da, ligin 9. haftasında deplasmanda oynanan Trabzonspor maçının ardından şehir şok bir haberle sarsıldı. Maçın ardından İbrahim Yazıcı’nın fenalaşarak(bayılarak) hastaneye kaldırıldığı öğrenilirken, hayatın olağan akışı içerisinde vücudunu yormaması, heyecanlanmaması, strese girmemesi konusunda kendisine uyarılarda bulunuldu. Yaşanan bu üzücü olayın ardından yakın çevresi Yazıcı’ya başkanlığı bırakması ve daha sakin bir hayat sürmesi konusunda ısrar etse de, “Tarih Yazıcı” bu uyarılara aldırış etmedi ve aşık olduğu Bursaspor uğrunda mücadele etmeye devam etti.
2013 yılının başlarında Bursaspor’u bir kriz bekliyordu. Ayrıca Yazıcı ve Bursaspor camiası, bu sezonun “ayrılıklar sezonu” olacağından habersizdi. Sezonun 19. haftasında, 2013 yılının Şubat ayında teknik direktör Ertuğrul Sağlam görevinden istifa etti. 18 hafta sonunda 5. sırada yer alan ve 19. hafta maçında İstanbul BB takımına 4-1 yenilen, bu sonuçla 7. sıraya gerileyen Bursaspor’da teknik direktör Ertuğrul Sağlam, camia ile aralarındaki bağın zedelendiğini ifade ederek görevden ayrıldı. Başkan İbrahim Yazıcı, kendisine gelen tepkilere kulak asmayarak teknik direktörlüğe Hikmet Karaman’ı getirdi.
Karaman ile sezona devam eden ve üst sıralara tırmanan Bursaspor’un yükselişi sürerken, 4 Mayıs tarihinde Bursaspor camiası ve Yazıcı’nın sevenleri büyük bir şok yaşadı. Ordu spor deplasmanı dönüşü, bir kafede arkadaşlarıyla vakit geçiren Yazıcı fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Stres ve yorgunluğa bağlı olarak yaklaşık 30 dakika kalbi duran ve yapılan kalp masajının ardından hayata döndürülen Yazıcı, 3 gün süren yaşam mücadelesinin ardından 7 Mayıs 2013 tarihinde hayata gözlerini yumdu. İbrahim Yazıcı, ölümünden iki gün sonra, onbinlerce kişinin katıldığı cenaze töreninin ardından Emirsultan aile kabristanlığı’ nda toprağa verildi.
İbrahim Yazıcı Bursaspor Başkanlığı süresince başta Süper Lig Şampiyonluğu olmak üzere elde ettiği başarıları, kırılması güç rekorlar ve saha dışındaki ‘Dik Duruş’ sahibi tutumuyla birlikte ‘Şampiyon Başkan’ olarak tarihe geçti. İbrahim Yazıcı başarılı bir iş insanı, başarılı bir siyasetçi, başarılı bir BURSASPOR’ lu iyi bir baba ve iyi bir dedeydi.
28 Kasım 2013 tarihinde İbrahim Yazıcı ve arkadaşları, 2011 yılında kendileri hakkında açılan davadan beraat etti.
23 Ağustos 2016 tarihinde Bursa’nın Kestel İlçesi’ne bağlı Saitabat Mahallesi’nde yer alan bir caddeye ‘İbrahim Yazıcı’ caddesi adı verildi.
4 Mayıs 2018 tarihinde Nilüfer Belediyesi tarafından inşaatı tamamlanan stadyuma ‘İbrahim Yazıcı Stadyumu’ adı verildi.
27 Mayıs 2018 tarihinde Bursaspor kongre üyelerinin topladığı imzalar sonucunda Özlüce Tesisleri’nin adı ‘Bursaspor İbrahim Yazıcı Tesisleri’ olarak değiştirildi.
Ölümünün ardındanİbrahim Yazıcı anısına hatıra ormanı oluşturuldu. Her iki yılda bir Türkiye’nin farklı noktalarında Yazıcı anısına binlerce fidan toprakla buluşturuluyor.